Benim zayıflama hikayem aslında bir zayıflama hikayesi değil. Hayatım boyunca hiç fazla kilolu olmadım. İstediğimi yedim ve diyet yapmam gerekmedi. Ama her istediğimi yemek ne kadar keyifli olsa da vücudumu zamanla bozdu. Yaşım ilerledikçe belimin ve bacaklarımın kalınlaştığını, basenlerimin çıktığını fark ettim. Hala tartıda çok fazla kilo görmüyordum ancak gittikçe kalınlaştığımı da hissediyordum. 32 yaşıma geldiğimde artık vücudumu hiç beğenmediğimi fark ettim. Yazın bikini giymeye çekinir duruma gelmiştim. Daha ince ve sıkı bir bedene sahip olmak için spor yapmam gerektiğini biliyordum. Bir spor salonuna yazıldım ve spor yaptığım sürece hala istediğim şeyleri yiyebileceğimi düşündüm. Haftada 3 kere deli gibi spor yapıyordum. Ve bu esnada da yine dilediğim tatlıyı, fastfood yiyecekleri, abur cuburları tüketmeye devam ediyordum. Bu 1 aylık süreçte yapılan ölçümlerle hiç incelmediğimi ve hatta bacaklarımın daha da kalınlaştığını gördüm. Bu durum beni ciddi anlamda yıktı. Spor yaptığım halde hiçbir incelme olmaması beni çaresiz bıraktı.
Bir süre hayatıma böyle devam etmem gerektiğini düşünüp sporu bıraktım. Ama bir türlü aynada kendimi beğenmiyordum. Artık giydiğim pantolonların, bluzların bana yakışmadığını düşünerek dışarı bile çıkmak istemiyordum. Vücudumun şekli benim bir takıntım haline gelmişti. Sonunda bir uzmana başvurmaya karar verdim. Sporla birlikte beslenmemi de değiştirerek bir sonuç alabileceğime inanıyordum. Yaptığım araştırmalardan sonra Doktor Gönül Ateşsaçan’a ulaştım.
Aristo Diyeti ile Nasıl Zayıfladım?
Aristo Diyeti adında bir yaşam programı ile birçok kişinin kilo verdiğini görünce bu diyetin benim de işe yarayacağını düşündüm. Yapılan testlerden sonra yaptığımız görüşmede peynir, yoğurdu, yumurtatı ve glüteni tamamen kesmem gerektiğini, Aristo Diyeti’nin tamamen bakliyat, sebze ve meyve üzerine kurulu olduğunu öğrendim. Meyve ve sebze tüketmek konusunda bir sorunum yoktu ancak glütensiz beslenmek konusunda zorlanacağımı biliyordum. Gönül Hanım, bunu başaracağım konusunda beni yüreklendirdi.
Beslenme listemde çok fazla şey vardı. Bunları yiyerek nasıl inceleceğimi anlayamamıştım. İlk bir hafta benim için gerçekten çok şaşırtıcı oldu. Çünkü hem yağdan kilo kaybettim. Hem de attığım ödemle çok hafiflemiş hissettim. Kahvaltıda chia ve badem sütünden yaptığım karışıma muz ve hurma ekleyince inanılmaz lezzetli ve doyurucu kahvaltı yapıyordum. Öğle ve akşam yemeklerinde porsiyon hesaplamadan sebze ağırlıklı yemekler yiyordum. Ve bu öğünler beni ciddi anlamda doyuruyordu. Ara öğünlerde gelen tatlı isteğimi ise muz, ananas ya da elma gibi meyveler yiyerek bastırıyordum. Ya da Gönül Hanım’ın özel vegan tariflerinden kurabiyeler hazırlıyordum.
Bu beslenme düzenine birkaç hafta sonunda iyice alışmıştım. Kendimi diyet yapar gibi hissetmiyordum. Ama gün geçtikçe çok hafiflediğimi de hisseder olmuştum. Bu süreçte her gün 2.5 litre su da içiyordum. İlk 4 hafta Aristo Diyeti ile birlikte hafif egzersizler yapıyordum. Bazen yürüyüş bazen de pilates yaparak vücudumu şekillendirmeye çalışıyordum. 1 buçuk ay sonunda vücudumun ciddi anlamda şekillendiğini gördüm. Göbeğim neredeyse tamamen gitmişti. Düz bir karna sahip olmak benim için mucizeydi. Pilates yaptığım için üst bacaklarım da ciddi anlamda incelmişti. Bölgesel incelmiştim ve çok mutluydum. Bütün bunları delice spor yaptığım zamanlarda başaramamıştım. Aristo Diyeti sayesinde inceldim ve hayalimdeki vücuda kavuştum.
Aristo Diyeti ile ilgili detaylı bilgi almak için: Aristodiyeti.com.tr